Resident Evil 3 Remake İnceleme | STAAAAARSSS!
Vay be Capcom. Önce 5 ve 6 ile seriyi batır, sonra 7 ile
muazzam bir geri dönüş yakala, 2 remake ile birlikte müthiş bir satış başarışı
yakalayıp insanları gaza getir ve daha oyunun üzerinden 1 sene bile geçmeden 3
remake’i duyur. Oldu mu bu, hayır olmadı. Siz Activision değilsiniz ki her sene
1 Resident Evil oyunu yapın. Kimse 1 senede düzgün bir oyun yapamaz yani. Activision bile yapamıyor siz nasıl yapacaksınız? İnanılmaz bir firmasın, müthiş
bir şekilde geri dönüş yaptın ama bu senin her sene 1 oyun postalayacağın
anlamına gelmez. Sakin olamıyorum çünkü Capcom maalesef Resident Evil 3’ü
başaramamış. Peki neden başaramamış gelin bir konuşalım.
Hikayemiz Resident Evil 2’nin öncesinde başlıyor. Jill
Valentine, Malikane olayından sonra ev hapsine tabi tutulmuş ve bu yüzden Racoon
şehrinden kaçmak için gün sayıyordur. Jill’in telefonu bir gün çalar ve arayan
kişi eski takım arkadaşı Brad Vickers’dır. Jill’in hemen dairesinden kaçmasını
çünkü onun Stars ekibi için geldiğini söyleyen Brad’in telefonu aniden
Nemesisin Jill’in odasına bam diye girmesiyle kesilir. Nemesis’ten zar zor
kaçan Jill’i Bundan sonra büyük bir hayatta kalma savaşı bekliyordur.
Hikayemizin kısa özeti bu. Hikaye Resident Evil 3 ile aynı değil çünkü yeniden
yapılan ,öhöm, pardon yeniden kırpılan oyunda ana oyundaki birçok yer kesilmiş
ayrıca kesilmekle kalmamış hikaye çok oldu bittiye getirilmiş. Malikane Nerede,
Park nerede falan derken hikaye bir anda bitiveriyor ve bu şekilde de bize çok
kısa bir oyun süresi sunuluyor. Capcom Atmosfer olarak ana oyundan çok daha
başarısız bir iş çıkarmış. Racoon şehri söylendiğinden çok daha küçük ve daha
tadına varamadan oradan ayrılıyorsunuz. Mekan tasarımları çok güzel olsa da o
gerilim düzgün verilememiş.
Peki hikaye kötü ama karakterler derseniz de şöyle açıklayayım. Resident Evil 3’te bizlere birçok yeni karakter sunuluyor. Ana karakterimiz Jill Valentine STARS ekibinin önemli bir üyesi ve bu yüzden çok profesyonel. Carlos’la atışmaları ve olaylara tepkileri yüzünden Jill’i çok ama çok sevdim. Keşke onunla birkaç saat daha geçirseydik. Tasarımı ise cabası, Capcom çok güzel bir tasarım yapmış. Carlos Olivera ise Umbrella’nın paralı bir askeri. Umbrella tarafından şehirde yaşayan insanları şehirden çıkartmak için oraya gönderilmiş. Nemesis’e daha ilk göründüğü dakikada laf sokarak bazukayı ağzına çakan Carlos’u Jill kadar olmasa da sevdim. Saçları konusunda çok laf yese de ben yine de tasarımını beğendim ve tabii ki görkemli karakterimiz Nemesis. Rüyalarımızı yıldızlar ile süsleyen ve adeta mahalle kavgasından çıkıp gelen bu abimiz. Küçüklüğümde beni tasarımı ile az korkutmamıştı, neyse ki korktuğumun aksine remake’te capcom başarmış. Mr X kadar olmasa da Nemesis çok korkutucu ve çok görkemli. Her sahnesinde tir tir titremeseniz bile gördüğünüz zaman ondan korkuyorsunuz. Maalesef karaktere bir arka plan hikayesi eklenmemiş ve bu da beni hayal kırıklığına uğrattı. Son olarak oyunun asıl baş düşmanı Nikolai’dan da bahsetmezsem olmaz. En az ana oyundaki kadar şerefsiz olsa da maalesef ana oyundaki kadar zeki değil. Her cümlesinde edebiyat yapmaya çalışan ama başaramayan bir düşman karakter olmuş.
Peki hikaye kötü ama karakterler derseniz de şöyle açıklayayım. Resident Evil 3’te bizlere birçok yeni karakter sunuluyor. Ana karakterimiz Jill Valentine STARS ekibinin önemli bir üyesi ve bu yüzden çok profesyonel. Carlos’la atışmaları ve olaylara tepkileri yüzünden Jill’i çok ama çok sevdim. Keşke onunla birkaç saat daha geçirseydik. Tasarımı ise cabası, Capcom çok güzel bir tasarım yapmış. Carlos Olivera ise Umbrella’nın paralı bir askeri. Umbrella tarafından şehirde yaşayan insanları şehirden çıkartmak için oraya gönderilmiş. Nemesis’e daha ilk göründüğü dakikada laf sokarak bazukayı ağzına çakan Carlos’u Jill kadar olmasa da sevdim. Saçları konusunda çok laf yese de ben yine de tasarımını beğendim ve tabii ki görkemli karakterimiz Nemesis. Rüyalarımızı yıldızlar ile süsleyen ve adeta mahalle kavgasından çıkıp gelen bu abimiz. Küçüklüğümde beni tasarımı ile az korkutmamıştı, neyse ki korktuğumun aksine remake’te capcom başarmış. Mr X kadar olmasa da Nemesis çok korkutucu ve çok görkemli. Her sahnesinde tir tir titremeseniz bile gördüğünüz zaman ondan korkuyorsunuz. Maalesef karaktere bir arka plan hikayesi eklenmemiş ve bu da beni hayal kırıklığına uğrattı. Son olarak oyunun asıl baş düşmanı Nikolai’dan da bahsetmezsem olmaz. En az ana oyundaki kadar şerefsiz olsa da maalesef ana oyundaki kadar zeki değil. Her cümlesinde edebiyat yapmaya çalışan ama başaramayan bir düşman karakter olmuş.
Oynanış Resident Evil 2 remake ile aynı fakat bu sefer aynı
eski oyunda olduğu gibi oyuna bir kaçış hareketi eklenmiş. Eğer doğru zamanda tuşa
basarsanız zombiler ve Nemesis’in kendisinden kaçabiliyorsunuz. Vuruş hissiyatı
olarak ise oyun müthiş bir iş başarıyor. Zombilerin üzerinde mermilerin onlara yaptığı
etkiyi görebiliyorsunuz. Sadece zombiler değil, zombilerin de Jill’e yaptıkları
Jill’in kendisinde belli oluyor. Silah olarak ise bizlere toplamda 4 tane silah
sunuluyor. Bu silahları geliştirmek için Racoon şehrini didik didik etmemiz
gerekiyor. Bulduğumuz geliştirmeler ile birlikte silahlarımızı geliştirip
güçlendirebiliyoruz. Silahlar demişken 2 Remake’in aksine bu oyundaki
bıçağımız sınırsız ve istediğimiz kadar kullanabiliyoruz ayrıca ana oyunda
olduğu gibi Remake’te de hem Jill hem de Carlos olarak oynayabiliyoruz. Oynanış
olarak aynı olsalar da silahları ve kaçış hareketleri farklı. Boss savaşları
ise gayet iyi diyebilirim. Boss olarak sadece Nemesis ile kapışabiliyoruz fakat
bütün Nemesis boss savaşları birbirinden farklı ve bu da oyuna çeşitlilik
eklemiş.
Oyunun müzikleri ve grafiklerine gelecek olursam öncelikle
müzikler çok güzel olmuş. Ana oyundaki bazı müzikleri yeniden elden geçirerek
çok iyi bir iş çıkartmışlar. Grafikler ise tek kelimeyle muazzam. RE Engine
müthiş bir iş çıkartmış. Karakter modelleri ve mekan tasarımları başta da
dediğim gibi çok güzel olmuş. Capcom keşke birkaç ayını daha harcayıp bize daha
özenli bir yapım sunsaydı. Şu haliyle Resident Evil 3 remake büyük bir hayal
kırıklığı olmuş.
PUANIM: 60/100
Hiç yorum yok: